Sergilemek kelimesi; kelime anlamı itibari ile “sunmak, göstermek, teşhir etmek” anlamlarına gelmektedir. Bu bağlamda sanat sergileri, geçmişten günümüze eserleri sunma amaçlı kullanılmıştır. Bir eseri sergilemek, sunulan eseri insanlara tanıtarak bir farkındalık oluştururken esere duyulan ilgiyi yükseltebilir, eser duyulan duyguları değiştirebilir ve güçlendirebilir. Bu da eserin potansiyel alıcısı ile buluşmasını veya yeni bir potansiyel oluşturmasına olanak tanır.
Sanat sergileri, sanat eserlerinin sanatsever kitleler ile bir araya getirildiği alanlar ve aktivitelerdir. Eserler, hedef kitleye; sunulmak, satılmak, tanıtılmak amacı ile sergilenir. Sergiler; düşünceleri değiştirmek, farkındalık yaratmak, bir konuya dikkat çekmek ve davranışları yönlendirmek gibi amaçlar ile düzenlenebildiği gibi; sanatçıların toplum tarafından bilinirliğini artırmak gibi farklı amaçlarla da organize edilebilmektedir.
Bir sanat eseri, sergilendiği anda bir iletişim aracına dönüşür. Eserle sanatsever arasında en az bir duyuya hitap eden bir bağ oluşur. Sanatseverlerin asıl amacı, sergilerdeki orijinal eserleri görmektir. Günümüzdeki en önemli iletişim kanalları ise sosyal medya platformlarıdır. Ziyaretçilerin gerçek esere ulaşması, serginin fotoğraflarının çekilmesi ve bu fotoğrafların sosyal medya platformlarına yüklenmesi ile sergi bitse dahi sanatseverlere görsel kaynak sunulmaya ve bilgi yayılmaya devam eder.
Sanat sergilerinin bulunmadığı dönemlerde, sanat eserleri sadece müzayedeler aracılığı ile görülebilmişlerdir. Sonraları, kiliseler ve saraylar duvar resimleri ve mozaiklerin sergilendiği bir alan gibi işlev görmeye başlamıştır. Halka açık sergilerin başlangıcı olarak kabul edilen bu yeni yüzyılda iki önemli mekan karşımıza çıkmaktadır. 1759 yılında Londra’da açılan British Museum ve 1793 ’te Paris ’te açılan Louvre Müzesi. Louvre Müzesi başlangıçta kent kalesi olarak inşa edilmiştir. Daha sonra Beşinci Charles için saraya dönüştürülmüştür. Son olarak 18. yüzyılda müze haline gelmiştir. Sergileme tarihi açısından önemli bir yere sahip olan başka bir mekan da Roma ’da yer alan The Capitoline Museum ’dur. 1734 yılında inşa edilmiştir. Müzede yer alan eserler, herhangi bir içerik veya sembole bağlı kalmadan gelişigüzel yerleştirilmiştir. 1876 ’da Amerika’da Charles Willson Peale tarafından, ‘The Museum of Rational Entertaintment (Rasyonel Eğlence)’ isimli ilk halka açık müze hayata geçmiştir. Bu sayede gizli kalmış kültür perdesi aralanarak, hazineler açığa çıkmıştır. Dünya fuarları sayesinde günümüz sergilerinin ilk örnekleri 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında ortaya çıkmıştır.
Sergiler, müzeler ve sanat galerileri için benzersiz iletişim araçlarıdır. Müze sergilerinin en önemli özelliği uzun süreli olmalarıdır. Sanat galerilerinin sergileri ise müze sergilerinin aksine geçici olmalarından ötürü bağımsız olarak tasarlanabilmektedir. Yani belirli bir kurala bağlı kalmaksızın serginin içeriği ne gerektiriyorsa o şekilde planlanabilir. Aynı zamanda gelişen yazılım teknolojisi sayesinde dünyanın diğer ucundaki sergiler, sanal tur aracılığıyla istediğiniz zaman istediğiniz yerden gezilebilmektedir.